Kırsal kesimlerde yaşayan kadınlar, sağlık hizmetlerine erişim zorlukları nedeniyle rahim ağzı kanseri için daha yüksek risk altındadır. Bu bölgelerde tarama ve erken teşhis yöntemlerinin uygulanabilir olması, hastalığın önlenmesi ve mortalitenin azaltılması için hayati önem taşır.
Rahim ağzı kanseri taramasında yaygın olarak kullanılan yöntemler HPV testi ve Pap-Smear (sitoloji) testleridir. Rahim ağzı kanserli hastaların %99,9’unda HPV DNA varlığı gösterilir. HPV testinin negatif olması halinde, takip eden beş yıl içinde servikal kanser olma olasılığı çok düşüktür. Pap-Smear testinde ise rahim ağzı hücrelerinin incelenmesiyle erken ve geç dönem kanserlerin tespiti sağlanır.
Türkiye’de rahim ağzı kanseri tarama oranları endişe verici düzeydedir. Türkiye İnfertilite Vakfı Başkanı Doç. Dr. Cihangir Çakıcı, TÜİK’in son verilerine göre kadınlarımızın sadece %7’sinin düzenli smear testi yaptırdığını, ülkemizin bu konudaki zayıf durumuna karşın gelişmiş ülkelerde bu oranın çok yüksek olduğunu söylüyor. Düzenli smear testi yaptıranların oranı Amerika’da %81’e ulaşırken, ekonomik açıdan zor durumda olan Nijerya’nın bile %19’luk oranla Türkiye’yi gerisinde bıraktığı belirtiliyor.
Doç. Dr. Cihangir Çakıcı, “Rahim ağzı kanseri erken tespit edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kırsal bölgelerde yaşayan kadınlarımız sağlık hizmetlerine erişim zorlukları ve bilinç eksikliği nedeniyle büyük risk altındalar. Erken teşhis ve tedavi ile hayatların kurtulabileceği gerçeği göz önüne alındığında, kırsal kesimde smear ve HPV taramasını yaygınlaştırmak ulusal bir sağlık önceliği haline gelmelidir” diyor.
Muayenehanelere kontrole giden kadınların %80’inin smear testlerini yıllık olarak yaptırmalarına karşın, kırsal bölgelerde bu oranın çok düşük olduğu belirtilen Doç. Dr. Cihangir Çakıcı’ya göre sorunun çözümünde dünyada yeni geliştirilen “self smear” cihazları çok önemli bir rol oynuyor. Cihaz, sadece bir ebe ve hemşire yardımıyla kullanılabileceği gibi kadınların kendi başlarına kolayca örnek almalarını da sağlıyor. Bu sayede kadınlar testi evlerinde mahremiyet içinde uygulayabiliyorlar.
Avustralya’nın, bu teknolojiyi kullanarak, kırsal bölgelerde serviks kanseri taramalarını yaygınlaştırdığına ve çok önemli bir başarı elde ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Cihangir Çakıcı, bu yenilikçi cihazların devlet desteğiyle Türkiye’de de (özellikle kırsal kesimde) yaygınlaştırılmasının, kadın sağlığı açısından büyük bir adım olacağını söylüyor. Çakıcı, “Bu cihaz ile yapılan testler ülkemizde de olumlu sonuç verdi” diyor ve devam ediyor, “Rahim ağzı kanseri nedeniyle her yıl yüzlerce kadınımızı kaybediyoruz. Oysa bir kadının yaşamını kurtarmak bir ailenin hatta toplumun geleceğini kurtarmak demektir. Smear ve HPV test oranlarının yükseltilmesi, sadece sağlık hizmetlerinin değil toplumsal gelişmişlik seviyemizin de yukarı taşınması anlamına gelir.”
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) rahim ağzı kanserini ortadan kaldırmak amacıyla 2020 yılında başlattığı küresel strateji üç temel hedefe dayanıyor:
Aşılama: 15 yaşına kadar kız çocuklarının %90’ının insan papilloma virüsü (HPV) aşısı ile tamamen aşılanması.
Tarama: Kadınların %70’inin HPV ve smear testi ile taranması.
Tedavi: Rahim ağzı kanser hastalığı tespit edilen kadınların %90’ının uygun tedavi alması. (Bu kanser öncesi lezyonların ve ilerlemiş kanserlerin yönetimini içeriyor.)
Tüm veriler, tarama programlarının kırsal alanlarda etkin hale getirilmesiyle hedefe ulaşılacağını gösteriyor. Bunun gerçekleşmesi için sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı bölgelerde mobil klinikler aracılığıyla tarama hizmetleri sunulabileceği belirtiliyor. Diğer alternatif olarak ise bilinç düzeyi daha yüksek kadınların testi kendilerine uygulamaları üzerinde duruluyor. HPV testleri için kadınların mahremiyet ve rahatlık duygusuyla kendilerinden numune alarak katılımlarının teşvik edilmesi hedefleniyor. Yerel sağlık personelinin tarama ve erken teşhis konusunda eğitilmesinin ise hizmetlerin sürdürülebilirliğini artıracağına dikkat çekiliyor.
Doç. Dr. Cihangir Çakıcı, “DSÖ’nün serviks kanserini ortadan kaldırma stratejisi, özellikle kırsal bölgelerde tarama hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiğine vurgu yapıyor. HPV ve Pap-smear testlerinin düzenli olarak uygulanması, erken teşhis ve tedavi imkânı sunarak serviks kanseri insidansını ve mortalitesini azaltmada hayati rol oynuyor. Kırsal alanlarda yaşayan kadınların bu tarama programlarına erişimini sağlamak, genel halk sağlığı hedeflerine ulaşmada kritik önem taşıyor. Bu hedeflere ulaşılması ülkemizin gelişmişlik göstergelerinden birinde yükselmemiz demektir” diyor.