Şiddetin Artması: Toplumda Endişe ve Güvensizlik
Türkiye’de şiddet olaylarındaki artış, toplumsal huzursuzluğa ve güvensizlik ortamına neden oluyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Şiddet, bir virüs gibidir. Kabullenilen bir yerde şiddet, yarın kontrolden çıkar. O zaman kaotik bir sarmala gireriz ve şiddet gitgide kolaylaşır” dedi.
Eğitim ve Sosyal Politikalarda Reform Gerekli
Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, şiddetin çözümünün eğitim ve sosyal politikalardaki reformlardan geçtiğini belirtti. “Her gün karşılaştığımız kötü haberlerle güven duygusu kaybolur. Herkes gerginleşir. Eski cesaretini ve huzurunu bulamaz. Rahatlıkla dışarı çıkamaz, rahatlıkla gezemez, rahatlıkla çocuklarını topluma sosyalleşmesi için gönderemez” ifadelerini kullandı.
Şiddete Sıfır Tolerans
Yıldırım, “Şiddete herhangi bir kurumda, ailede, toplulukta veya bir devlet kurumunda meşruiyet kazandırdığınız anda önünü alamazsınız. Bugün şiddeti engellemek için önerdiğimiz ceza; idam cezası. Yani bir şiddetle şiddeti cezalandırma talebi. Şiddeti engellemek için önce doğru ve gerçekçi tespitler yapmamız gerekiyor. Tüm dünyada da ülkemizde de şiddeti uygulayanların önemli bir kısmı hasta değil. Bu insanlar suç işliyorlar ve kötüler” diye konuştu.
Planlı Cinayete İyi Hal, Başkalarını Suça Yüreklendiriyor
Sokak hayvanlarıyla ilgili yasayı tartışırken bile “ölümden” bahsedilmesini eleştiren Yıldırım, “‘Yaşam alanınımızı rahatsız eden birine bunu yapmak doğrudur’ diyorsak, ayrımcı bir dil kullanıyorsak, işte bu, şiddeti meşrulaştıran alanlar açar. Gerekçe bulmayı, cezasızlık kavramında da değiştirmemiz gerekiyor. İyi hal indirimi planlı cinayet işlemiş bir insan için kullanıldığında, başka insana suç işleme özgürlüğü verdiğinizi bilmelisiniz” ifadelerini kullandı.
Şiddet Uygulayanların Önemli Bir Kısmı Hasta Değil; Kötü
Toplumun, şiddet eylemlerinin nedenlerini hastalıkla ilişkilendirme eğiliminde olduğunu kaydeden Yıldırım, “Tüm dünyada ve ülkemizde de şiddet uygulayanların önemli bir kısmı hasta değil. Bu insanlar suç işliyorlar ve kötüler.” diye konuştu.
Şiddetin Azalması için Çok Önemli Bileşenler Gerekli
Verimli, şiddetin azalması için çok önemli bileşenlerin gerektiğini vurguladı. “Bu insanların çoğunluğu eğitimi yarım bırakmış, meslek edinememiş, birtakım suç gruplarıyla temas kurmuş kişilerdir. Burada suçu cezalandırmak söz konusu değil; kişiyi alıp içeri attığınızda ömür boyu gün ışığı görmediğinde neyi çözüyorsunuz? Cezaevinin bir amacı vardır; kişinin hayata tedavi edilmiş olarak geri kazandırılmasıdır. Peki yapabiliyor muyuz? Cevap ortada” dedi.
Türkiye 20 Sene Önce Uyuşturucu Trafiğinin Geçiş Yoluydu
Şiddetin “suç niye oluyor”dan başlayarak önlebileceğini savunan Verimli, “Eğitimsizlikten oluyor, kırsaldan hızlı kentleşmenin getirdiği uyum probleminden, ekonomik güçlükten kaynaklanıyor. Bu gelir gider farkını, işsizlikleri, eğitimsizlikleri çözmeden bu sorunu engelleyemezsiniz” diye konuştu.
Her Yıl Binlerce Kişi Av Tüfeği Ruhsatı Alıyor
Şiddetin yayılmasında bireysel silahlanmanın artışı önemli bir rol oynuyor. Türkiye’de her yıl binlerce yivsiz av tüfeği ruhsatının verilmesini eleştiren Prof. Dr. Yıldırım, “Neden bu kadar çok insanın silaha ihtiyaç duyduğunu sorgulamalıyız. Şiddeti önlemek istiyorsak, şiddetin araçlarını yaygınlaştırmayı durdurmalıyız” ifadelerini kullandı.
Şiddete Karşı Duyarsızlaşıyor Muyuz?
Medyanın da şiddetle mücadelede büyük sorumluluk taşıdığını vurgulayan Yıldırım, günümüzde sosyal medya ve haber kanallarının şiddeti sürekli göz önünde tutmasının toplumda şiddete karşı duyarsızlığa yol açtığını dile getirdi.
Şiddeti Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
Yıldırım, şiddete karşı yapılacaklar hususunda değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, “Rasyonel tanımlar yaparsak bu konuda bir adım atılabilir. Öncelikle ceza sistemimizin baştan sona değişmesi ve hakimlerimizin eğitilmesi gerekiyor. İnfaz sistemimizin ve cezasızlık kavramının değişmesi gerekiyor. Şiddet dilinin her yerde azaltılması gerekiyor. Kültürel kodlarımızda şiddeti kabul eden her tür ifadeyi bulup çıkarmamız gerekiyor. Sağlıkta ve eğitimde şiddeti ortadan kaldıralım. ‘Hak etti yaptım’ diyen insanları toplumdan dışlamamaız gerekiyor. Kadının maruz kaldığı şu cinayetleri engelleyelim, sırf boşanmak istediği için şiddete ve toplumdan gördüğü baskıya maruz kalan insanlara karşı bir şey yapalım. Kişilerin cinsel kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldığı bir ortamda şiddeti engelleyemeyeceğimizi bilelim, o yüzden çuvaldızı öncelikle bu ifadelere batıralım” dedi.