Araştırmalar, mumların yanarken karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot oksitleri gibi zararlı gazlar ve partiküller yaydığını gösteriyor. Bu partiküller arasında, akciğerlere nüfuz edebilen ve kanser riskini artıran PM2.5 diye adlandırılan küçük is parçacıkları da bulunuyor.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), PM2.5 partiküllerini Grup 1 karsinojen olarak sınıflandırdı. Bu partiküllerin akciğerlerde iltihaplanmaya neden olarak zararlı hücrelerin aktifleşmesine yol açabileceği ortaya kondu.
Küçük ve havalandırması yetersiz odalarda mum yakmak, zararlı etkileri daha da artırıyor. Özellikle formaldehit gibi kimyasallar yüksek konsantrasyonlarda birikerek solunum yollarını tahriş edebiliyor. Süslenmiş mumlar, sade mumlara kıyasla daha fazla ince partikül yayarak sağlığa daha fazla zarar verebiliyor.
Araştırmalar, eşit ağırlıktaki sigara ve tütsü yakıldığında, tütsünün sigaradan dört kat daha fazla partikül yaydığını ortaya koydu. Tütsüler ve mumlar, sigara içilmeyen evlerde bile önemli bir kirlilik kaynağı olabiliyor. Mumların alevi, daha büyük partiküller ve siyah karbon salarak havayı kirletiyor.
Doğal içeriklerden yapılan mumlar bile zararlı olabilir. Çünkü bu mumların yaydığı doğal kimyasallar, ortam havasındaki ozonla reaksiyona girerek toksik yan ürünler oluşturabiliyor.
Mumların içerdiği kimyasalların çoğu Ambalaj üzerinde belirtilmiyor. ABD ve AB’deki üreticiler, ürünlerinde kullandıkları maddelerin sadece %10’unu açıklamak zorunda. Azot oksitler ve benzen gibi organik bileşiklerin kanserojen olabileceği vurgulanıyor.
Kısa süreli maruziyet bilişsel fonksiyonları azaltabilirken, uzun süreli maruziyet zihinsel fonksiyonlarda kalıcı düşüşlerle ilişkilendirilmiştir.
Büyük odalarda ve açık pencerelerle mum yakmak zararlı etkileri azaltabilir. Ancak bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.