Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü Portekizli teknik direktörü Jose Mourinho, kariyerinde kazandığı tüm şampiyonlukların camia olarak kenetlenme sonucu elde edildiğini söyledi.
Basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya gelen deneyimli teknik adam, Beşiktaş derbisinin çok zor geçeceği mesajını verdi.
Kolay bir rakibe karşı oynayacaklarmış gibi bir hava oluşturulduğunu ve bunu doğru bulmadığını vurgulayan 61 yaşındaki teknik adam, “Kariyerimde 8 lig şampiyonluğu elde ettim. Hepsi camia olarak birlik olmanın sonucunda yaşandı. Beşiktaş ile karşı karşıya geleceğiz. Çok kolay bir maç olacakmış gibi bir aldı var. Korkmak demeyeyim ancak rakibimize çok saygı duyuyorum ve çok zor bir maç olacağını iyi biliyorum. Çok iyi bir rakibe karşı oynayacağız. Galatasaray’ın 13 puan gerisindeler. Bizim de 10 puan gerimizdeler. İki takımın da bu kadar gerisinde oldukları için şampiyonluk şansları yok diyebilirsiniz ama hiçbir şey olmasa da derbi kazanmak isteyeceklerdir. O yüzden camiaların ayaklarının yere basmasını isterim.” diye konuştu.
Fenerbahçe’nin uzun süredir şampiyonluk yaşayamamasına da değinen Mourinho, şöyle devam etti:
“Fenerbahçe ligde uzun zamandır şampiyon olamıyor çünkü Fenerbahçe kendisinden daha güçlü ve zorlu bir şeye karşı mücadele veriyor. İşler iyi gitmediği zaman dengesizleşmememiz gerekiyor. Yarın çok zor bir maçımız var. Derbi maçını yeterince konuşmadık, dengemizi kaybettiğimiz bir andayız. Rakibimizle puan farkını düşürdük, Slavia Prag’ı deplasmanda yendik. Camia olarak dengemizi kaybetmememiz gereken anlardayız.”
Galibiyet ya da mağlubiyetlerde camia olarak dengenin korunması tavsiyesi veren tecrübeli çalıştırıcı, Beşiktaş’ın kaotik bir durumda bulunmadığını da ifade etti.
Siyah-beyazlıların teknik direktörü Serdar Topraktepe’nin uzun süredir takımla beraber olduğunu hatırlatan Mourinho, “Yeni hocaları yok, şu an başlarındaki hoca yeni değil. Oyuncuları tanıyor ve geçen sene kupa kazandı. Takımın başına geçen her hoca kendi parmak izini göstermek ister ama bir anda olmaz dolayısıyla eski hocalarının sisteminden çok uzak olmayacaklardır.” şeklinde görüş belirtti.
Beşiktaş’tan birçok oyuncuyu tanıdığını anlatan Portekizli teknik direktör, “Çalışmalarımızı yaptık, onların stadında maç izlemeye de gittim. Bu, sizin farklı perspektiften görmenizi sağlıyor. Bizi yenebilecek kaliteye sahip bir takım, topu kazandıklarında çok tehlikeliler. Bizim de onlara karşı sıkıntı yaratabileceğimiz özelliklerimiz var. Potansiyel anlamında benzer takımlar olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’a karşı aldıkları mağlubiyet onlarda psikolojik çöküntüye sebep oldu ve doğru tepkiyi veremediler. Liderle aralarındaki fark olması gerekenden fazla açıldı. O takımın gerçek kimliği Göztepe’ye karşı kaybeden takım diye düşünmüyorum. Ben dengeliyim.” ifadelerini kullandı.
Jose Mourinho, Beşiktaş derbisinin önemini bildiklerini ama maçın şampiyonluk yolunda belirleyici olmayacağını dile getirdi.
Derbinin her iki camia içinde önemli olduğunun altını çizen Mourinho, şunları aktardı:
“Maçın belirleyici olduğunu düşünmüyorum ama önemli bir karşılaşma. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe ve Galatasaray ile benzer potansiyeli var ancak arada ciddi bir puan farkı oluştu. Aradaki farkı kapamaları onlar için çok zor. Beşiktaş gerçekten çok uzakta dolayısıyla derbide galip gelirlerse bu onları şampiyonluk yarışına sokmayacaktır. Hala çok mesafe var o sebeple derbinin belirleyici olacağını düşünmüyorum. Biz zirveyle aramızdaki puan farkını 3’e indirdik. Derbiyi kaybetsek bile şampiyonluk yarışımız bitmeyecek.”
Jose Mourinho, santrfor hattındaki oyuncularından çok memnun olduğunu ifade etti.
Bir süre önce gündeme gelen Portekizli süperstar Cristiano Ronaldo’nun transfer sürecine ilişkin soruya Mourinho, “Ronaldo gelmeyecektir. İlk sebebi elimde çok iyi 3 santrforum var ve ben forvet istemiyorum. Cristiano her zaman Cristiano’dur ama ben istemiyorum çünkü forvetlerimden memnunum. Arabistan’da kazandığı para ve 1000 gol hedefi var. Türkiye’ye gelmek için İstanbul’un güzelliği dışında ne motive edebilir. Ocak ayı transfer dönemini çok fazla sevmem çünkü o zaman gelen oyuncunun belli bir süreye ihtiyacı oluyor. Asla transfere hayır demiyorum ama kalkıp Ali Bey’ın ya da Acun Bey’in kapısını çalıp transfer istiyorum demiyorum. Ben sadece fotoğrafsız galibiyet istiyorum.” diye konuştu.
İstanbul’da hayatının Samandıra ile kaldığı yer arasında geçtiğini aktaran Mourinho, haftada bir farklı yerlere yemek yemeye gittiğini de dile getirdi. Taraflı tarafsız herkesin kendisine iyi davrandığını ve görenlerin hatıra fotoğrafı çektirdiğini anlatan deneyimli çalıştırıcı, Türkiye’nin farklı bir kültüre sahip olduğunu ve buraya gelen yabancı teknik direktörlerin adaptasyon ve sabır sorunu nedeniyle şampiyonluktan uzak kaldığını tahmin ettiğini kaydetti.
Kariyeri boyunca temiz ve adil şekilde kupalar kazandığını dile getiren Mourinho, “Başkaları hakeme karşı taraftarı kışkırtırken hiçbir şey olmuyor, bunu biliyorsunuz. Ben doğamı kaybetmek istemiyorum. Sizin ülkenizde yaşıyorum, saygı duymam, öğrenmem ve adapte olmam gerekiyor. Bunu da yapıyorum ama doğamı kaybetmek istemiyorum. Sadece katıldığım şeylere adapte olmak istiyorum. Ben kazanmak isterim ama temiz bir şekilde adil bir şekilde kazanmak isterim. Temiz şekilde kazanamayacaksam kaybetmeyi tercih ederim. Bana dün Guardiola şöyle bir şey söylemiş. O 6 kupa kazanmış ben 3 kazanmışım ama ben adil, temiz bir şekilde kazandım. Kaybettiysem rakibimi benden iyi olduğu için tebrik etmek istiyorum. 150 davayla uğraşarak kazanmak istemem.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de taraftarların futboldan çok kulüplerini sevdiğinin altını çizen Portekizli teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkler takımları için çıldırıyorlar. Portekiz’e benziyor ama İngiltere çok farklı. İngiltere’de Chelsea’de çalışırken evime yürüyerek gidebiliyordum. Burada teknik direktörleri kovma kültürü var, aralık ayındayız ama 5 hocayla yollar ayrıldı. Türk takımları Avrupa’da hedef koymuyorlar, ne kadar ileri gidersek artı diye bakıyorlar ve burada asıl hedef Türkiye ligi oluyor. Türkiye’deki takımlar genelde savunma yaparak oynuyorlar, bazıları önde adam adama şiddetli baskı yapıyor ama temel hedefleri savunma oluyor. Bizim biraz ofansif oyunumuza odaklanmamız gerekiyor. Her 2 oyuna da hazırlanmaya çalışıyoruz. Antrenmanlarda neyle karşılaşacaksak ona göre çalışmaları sürdürüyoruz. Nerede ihtiyacımız var diyorsanız daha çok defansif tarafımızı geliştirmemiz gerekiyor. Defansif anlamda büyük bir kültürü olmamış bu takımın. Önde nasıl karşılanır, geride nasıl karşılanır bu anlamda karar hataları yapıyoruz. Bunlar bireysel hata değil bütün olarak görüyorum bunu.”