Mobil Tarifelerdeki Yüzde 300’lük Artışın Nedenleri
Son bir yılda mobil telefon tarifelerinde yaşanan yüzde 300’lük artış, vatandaşların haklı tepkisine neden oldu. İki yıl önce taahhütleri sona eren vatandaşlar, faturalarının bir anda üçe katlandığını gördü. Konuyu BTK ve sektör temsilcileriyle görüştüğümüzde bu büyük artışın arkasındaki gelişmeler şöyle sıralandı:
Eskiden tarifeler iki yıllık taahhütlü yapılırken, yüksek enflasyon ortamı nedeniyle şirketler şimdi yalnızca bir yıllık tarifeler uyguluyor. Çoğu özel firma taahhütlü sözleşmelere yanaşmıyor ve fiyat değişiklikleri anlık olarak faturalara yansıtılıyor.
Geçtiğimiz iki yılda kümülatif enflasyon yüzde 280’e ulaştı (2022’de yüzde 80, 2023’te yüzde 60 hesaplanarak) ve firmalar bunu fiyatlarına yansıtmaya başladı.
Taahhütlü sözleşme yapmayı planlayan firmalar, önümüzdeki yılın enflasyonunu, personel, yatırım ve işletme giderlerindeki artışı da göz önünde bulundurarak tarifelerini artırıyor.
Bilinenin aksine BTK, artık mobil tarifeleri onaylamıyor. BTK yalnızca sabit tarifeleri onaylıyor. Sabit hatlarda Türk Telekom tekel konumunda. Ancak mobil pazarda rekabet çok etkin ve fiyatları operatörler belirliyor; BTK’ye yalnızca bildirimde bulunuyorlar.
Bazı tüketicilerin aynı tarifeyi daha ucuza satın aldığına yönelik şikayetler var. Ancak pazarlık yapan tüketiciler daha düşük fiyata hizmet alabiliyor. Mobil pazarda rekabet güçlü ve numara taşıma gibi seçenekler mevcut. Müşterilerini kaybetmemek isteyen firmalar daha ucuz tarifeler ve alternatifler sunuyor.
yetkililer, tüketicinin korunması için düzenlemelerin gerekli olduğunu ancak tüm sektörlerde olduğu gibi iletişim sektöründe de fırsatçılık yapanların bulunduğunu belirtti.
BTK’nın pandemi dönemindeki gibi fiyat artışlarını sınırlaması durumunda firmalar, “Alt yapı giderleri, personel giderleri ve işletme giderleri çok arttı. Bu fiyata bu hizmeti veremeyiz” şeklinde tepki gösterebilir.
Sonuç olarak, enflasyondaki düşüş eğilimine rağmen tüm alanlarda fiyatlar artmaya devam ediyor ve bu da vatandaşları zorluyor.