ÜST DÜZEY ABD HEYETİNİN ŞAM’DAKİ YENİ YÖNETİM İLE GÖRÜŞMESİNİN ÖNEMİ
Metin:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, üst düzey ABD heyetinin Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmesinin önemiyle ilgili bir soruya, “Bence çok önemli. Amerikalı yetkililerden önce bazı Avrupa ülkelerinin ve uluslararası kuruluşların temsilcileri de Şam’ı ziyaret ettiler. Şam’daki yeni yönetimle temas kurulmakta olduğunu görüyoruz. Bu, önemli bir gelişme.”
ŞAM ZİYARETİ
Metin:
Fidan, “Şam’ı ziyaret etmeyi ve HTŞ lideriyle görüşmeyi planlıyor musunuz?” sorusuna, “Evet, planlıyorum. Şam’daki yeni yönetimle bir araya gelmeyi planlıyorum.”
HTŞ’NİN TERROR LİSTESİNDEN ÇIKARILMAMASI
Metin:
Fidan, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) Türkiye’nin terör listesinden neden çıkarılmadığına ilişkin soruya yanıt verirken, “Bizim onları listeye almamız, BM listesiyle alakalı bir konu. BM Güvenlik Konseyi kararlarına tabii ki uyuyoruz ama şimdi hukuki boyut ile fiili boyutun birbiriyle çeliştiği farklı bir durum var.” dedi. Fidan, HTŞ’nin son 10 yılda fiiliyatta herhangi bir terör faaliyeti içinde olduğunu görmediklerini belirterek, “Bu, sadece bizim değil Batılı istihbarat örgütlerinin de tespit ettiği bir husus.”
HTŞ İLE İŞBİRLİĞİ
Metin:
Fidan, HTŞ’nin özellikle DEAŞ ile mücadelede istihbarat paylaşımı konusunda iyi işbirliklerinin olduğunu ve kendilerine çok yardımcı olduklarını belirtti. Meselenin hassasiyeti nedeniyle o dönemde bunu kamuoyuna açıklamadıklarını anlatan Fidan, “DEAŞ ve El-Kaide ile bağlantılı örgütler hakkında istihbarat toplama konusunda HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu.” dedi.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞLERİ
Metin:
Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine geri dönüp dönmeyeceklerinin sorulması üzerine Fidan, “Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki Suriyelilerin gönüllü olarak, ülkelerine güvenli bir şekilde geri dönebilecekleri bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Kendilerini orada güvende hissedebilecekleri bir zemin oluşturmak için çok çalışıyoruz ama bu zorla yaptırılacak bir şey değildir. Onları geri dönmeye elbette zorlayamayız.” değerlendirmesinde bulundu.
SURİYE’DEKİ İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ VE RUSYA’NIN ÇEKİLMESİ
Metin:
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki iktidar değişikliğinde Türkiye’nin rolüne ilişkin iddialarına yönelik soruya Fidan, “Seçilmiş Başkan Trump’ın onu söylerken menfi bir niteleme kullanma niyetinin olmadığını düşünüyorum. Yaşananları övme amacıyla öyle dediğini sanıyorum ama Suriye’de yaşanan hadise, Türkiye’nin ‘ele geçirmesi’ olarak nitelenemez. Bir ele geçirme söz konusu ise bu, Suriye halkının yönetimi ele geçirmesidir.”
RUS ÜSLERİNİN AKIBETİ
Metin:
Fidan, “Pek çok insanın inanmakta güçlük çektiği şey, birkaç yıl önce (Suriye’de devrik lider Beşşar) Esed’i desteklemek için büyük yatırımlar yapan İran ve Rusya’nın birdenbire tek bir kurşun bile atmadan çekilmeleri. Bir mutabakat vardı, değil mi?” sorusu üzerine, “Ben bunu mutabakat diye nitelemem.” ifadesini kullandı.
DEAŞ İLE MÜCADELE BAHANESİ
Metin:
Fidan, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını “DEAŞ’la mücadele” bahanesiyle artırdığına dikkati çekerek, “‘DEAŞ’la mücadele’ ifadesi, hep bir bahane olarak kullanılıyor. Bazı şeyleri doğru tanımlamak lazım. ‘DEAŞ’la mücadele’ dedikleri hadise, aslında tek bir işten ibaret: O da, DEAŞ mahkumlarını hapishanede tutmak. Hepsi bu. Ne yazık ki Amerikalı dostlarımız ve bazı Avrupalı dostlarımız, teröristleri hapiste tutmak için başka bir terör örgütünü kullanıyor.”
YPG/PKK MESELESİ
Metin:
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG’ye yönelik askeri harekat yapıp yapmayacağı sorusu üzerine Fidan, “YPG, Türkiye’den, Irak’tan, Suriye’den, bir kısmı da Avrupa’dan gelmiş kişilerden suni olarak ortaya çıkarılmış organize bir terör örgütüdür. Bu suni terör örgütünün derhal dağıtılması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Suriye’de yeni bir yönetim var. Bence bu işi onlar halletmeli. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği bunu zorunlu kılıyor. Bunun yapılması gerekiyor.”
GAZZE ATEŞKESİ
Metin:
Gazze’de yakın vadede bir ateşkes ihtimalinin gerçekçi olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şunları kaydetti: “Bugünlerde konuştuğum tüm ilgili aktörler daha iyimser, biz de daha iyimseriz ancak bu bir temenniye mi yoksa bir gerçekliğe mi dayanıyor, tam emin değilim. Şimdi İsrail’in ve Hamas’ın, her iki tarafın çözüme yakınlaşmakta oldukları bir dereceye kadar doğru ancak buna ne kadar yakınlar? Aradaki uçurumu gerçekten kapatabilecek denli yakınlar mı? Ateşkesi bu kez sağlayabilecekler mi? Yakında hep beraber göreceğiz.”