Birçok bilim insanı, insan evriminin durmadığına inanıyor. Teknolojik ilerlemeler, küresel iklim değişiklikleri ve genetik mühendisliği gibi faktörler, önümüzdeki yüzyıllarda insan vücudunda önemli değişikliklere yol açabilecek.
Günümüzde tıbbi ilerlemeler sayesinde insan ömrü uzuyor; bu da büyük bir evrimsel faktör olan doğum sayısını etkiliyor. Bilim insanları, daha erken cinsel olgunluğa ulaşan bireylerin daha fazla çocuk sahibi olacağını tahmin ediyor. Bu da insan boyunun kısalmasına yol açabilecek. Bazı türlerin, zor koşullar altında geliştirdikleri kısa boy ve erken üreme stratejisi ile bağlantılıdır. Yaşam süresi kısaldığında, daha erken olgunlaşan ve üreyenlerin genleri daha yaygın hale gelebilir.
Bilim insanlarına göre, gelecekte insanlar daha çekici hale gelebilir. Evrimde eş seçimi de önemli bir rol oynar. Kadınların eş seçiminde daha fazla özgürlüğe sahip olduğu durumlarda, yakışıklı veya başarılı erkekleri tercih etme eğilimindedirler. Bu durum, fiziksel olarak daha çekici, kaslı veya zeki bireylerin genlerinin daha yaygın hale gelmesine yol açabilir. Bu evrimsel değişim, insanların gelecekte bugüne göre daha estetik görünümlü olmalarına sebep olabilir.
Genetik çeşitliliğin artmasıyla birlikte insan görünüşleri arasında daha fazla benzerlik görülebilir. Halihazırda farklı etnik kökenlerden insanların sık sık bir araya gelmesi bu süreci hızlandırıyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri gibi yerlerde karma evlilikler yaygınlaşıyor. Bu nedenle, gelecekte insanların ortalama olarak daha koyu tenli ve daha homojen görünmesi bekleniyor. Bilim insanları, gelecekte ortalama insan görünümünün günümüz Brezilya veya Mauritius halkına benzer olabileceğine inanıyor.
Evrim sadece doğal süreçlerle ilerlemiyor. Teknoloji de insan evrimine yön verecek. Günümüzde CRISPR-Cas9 gibi gen düzenleme teknolojileri, genetik değişimleri mümkün kılıyor. Etik kaygılar bir kenara bırakılırsa, gelecek nesillerde insanlar, belirli özellikleri tercih ederek bilinçli olarak genetik değişiklikler yapabilirler. Örneğin, daha koyu tenli insanlar yaratılarak UV ışınlarından daha iyi korunabilir veya daha uzun ömürlü, daha zeki bireyler tasarlanabilir.
Bazı bilim insanları, insan beyninin zamanla küçülebileceğine inanıyor. Bilgisayarlar ve yapay zeka, insanların birçok bilişsel görevini devralmaya başladı. İnsanlar bilgisayarlara daha bağımlı hale geldikçe, büyük bir beyne sahip olmanın evrimsel avantajı azalabilir. Evcil hayvanların evrim sürecinde beyinlerinin küçüldüğü biliniyor. Bu durum insanlarda da yaşanabilir mi? Bilim insanları bu ihtimali tartışıyor.
Modern yaşamın etkileri sadece genetik düzeyde olmayabilir. Bilgisayar ve telefon kullanımı, insanların fiziksel yapısını da değiştirebilir. Bilim insanları, sürekli eğik pozisyonda ekranlara bakmanın kambur duruşları artırabileceğini, sürekli telefon kullanmanın ise el yapısında değişimlere neden olabileceğini öne sürüyor. Uzun vadede, insan vücudunun teknolojiye daha iyi uyum sağlamak için şekil değiştirmesi gerekebilir.
Eğer insanlık gelecekte başka gezegenlere yayılırsa, evrim süreci Dünya’dan farklı şekilde ilerleyebilir. Düşük yerçekimli ortamlarda uzun süre yaşayan insanlar, daha uzun boylu ve uzun kollu olabilir. Ayrıca, az ışıklı gezegenlerde yaşayan insanların gözleri daha büyük olabilir; tıpkı mağaralarda yaşayan hayvanların büyük gözlere sahip olması gibi. NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronotların ilk birkaç gün içinde omurgalarının uzadığını ve boylarının yüzde 3 arttığını gözlemledi. Bu süreç, Mars gibi düşük yerçekimli bir ortamda kalıcı hale gelebilir.
