Yönetimin Jose Mourinho’ya sezon başından beri duyduğu sarsılmaz güven, Fenerbahçe’nin başarısının temel taşlarından biri oldu. Özellikle yönetimin verdiği “Biz gideriz, Mourinho kalır” mesajı, Portekizli teknik adamın takım üzerindeki etkisini pekiştirerek oyuncuların ona olan bağlılığını daha da güçlendirdi. Bu güven dolu atmosfer, takımın mental dayanıklılığını önemli ölçüde artırdı.
HT Spor muhabiri Esra Köse’nin haberine göre Fenerbahçe, sadece saha içindeki mücadelesiyle değil, aynı zamanda psikolojik üstünlük kurma becerisiyle de rakiplerine fark attı. Bu da oyuncuların motivasyonunu yükselterek daha iyi performans göstermelerini sağladı.
Sarı-Lacivertliler, sezon boyunca yaşadığı sakatlık krizini fırsata çevirmeyi başardı. Özellikle savunma hattındaki eksikler, beklenmedik isimlerin parlamasına zemin hazırladı. Stoperlerin aynı anda sakatlanmasıyla ortaya çıkan krize rağmen, yeni transfer Skriniar’ın takıma hızlı uyumu, Yusuf Akçiçek ve Sofyan Amrabat’ın savunmadaki başarılı performansları, defansif dengeyi korumalarını sağladı. Ayrıca, Çağlar Söyüncü ve Alexander Djiku’nun sakatlıklarının ardından güçlü bir şekilde geri dönmeleri, Fenerbahçe’nin savunma hattına yeniden güven getirdi.
Kanat oyuncularının skora katkıları, Fenerbahçe’nin hücumdaki etkinliğinin en önemli etkenlerinden biriydi. Oğuz Aydın, Filip Kostic, Levent Mercan ve zaman zaman kanatta görev alan Szymanski, sarı-lacivertlilerin hücumlarına dinamizm kattı.
Jose Mourinho’nun Dzeko ve Youssef En-Nesyri’yi birlikte sahaya sürdüğü çift forvet sistemi, Fenerbahçe’nin hücum gücünü zirveye taşıdı. Özellikle En-Nesyri’nin yükselen performansı, sarı-lacivertlilerin üç kulvarda da başarılı olmasında kilit rol oynadı. Faslı golcü, bu sezon 39 maçta attığı 26 gol ve yaptığı 5 asistle göz doldurdu.
Fenerbahçe, Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası ve UEFA Avrupa Ligi’nde emin adımlarla ilerleyerek şampiyonluk yarışındaki iddiasını güçlendirmeye devam ediyor.
