Erkeklerde kadın tipi meme büyümesi olarak bilinen jinekomasti, hem estetik açıdan sorunlara hem de psikolojik sıkıntılara yol açabiliyor. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burak Özkan, bu durumun günümüzde sıkça karşılaşılan estetik problemlerden biri olduğunu belirtiyor ve jinekomasti tedavisinde cerrahi yöntemlerin öne çıktığını söylüyor. Liposuction tekniği ile başarılı sonuçlar elde ettiklerini vurgulayan Doç. Dr. Özkan, ameliyat sonrası dönemde hastaların korse kullanımına özen göstermelerinin iyileşme sürecini hızlandıracağını ifade ediyor.
Jinekomastinin çözülebilir bir sorun olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özkan, “Bu sorunu çözmek için ameliyatlı yöntemleri tercih ediyoruz. Çünkü meme dokusunu ameliyatsız eritebilecek bir yöntem henüz bulunmuyor. En sık uyguladığımız yöntem liposuction. Ameliyat kararını, meme başının pozisyonuna ve memedeki yağ ile sert meme dokusu miktarına göre veriyoruz.” diyor.
Jinekomasti ameliyatlarının çoğunda liposuction yönteminin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Özkan, “Özellikle meme başı sarkmamış ve sadece yağ dokusu fazlalığı olan hastalarda, küçük deliklerden girip liposuction yöntemiyle fazla yağ dokusunu alabiliyoruz. Sert meme dokusu olan hastalarda ise meme başının altından küçük bir kesi ile bu dokuyu çıkarmak gerekebiliyor. Eğer meme başında ciddi bir sarkma ve fazla deri varsa, cilt fazlalığını da alarak operasyonu tamamlıyoruz” şeklinde konuştu.
Ameliyat sonrası dönemde hastaların özel bir korse giymesinin gerekliliğine dikkat çeken Doç. Dr. Özkan, “Liposuction yapılan hastalarımızın ameliyat sonrası dönemde düzenli olarak korse kullanmalarını istiyoruz. Bu korsenin yaklaşık 6 ila 8 hafta boyunca düzenli giyilmesi gerekiyor. Korse, fazla cildin yavaş yavaş göğüs kafesine uyum sağlamasını sağlıyor. Hastalar korselerini doğru kullandıklarında genellikle ek bir cerrahi işleme gerek kalmadan jinekomasti sorunlarından kurtuluyorlar” ifadelerini kullandı.