Konya’daki Bina Çökmesi Öncesi Balık Restoranında Fayanslar Düşmeye Başlamış
Konya’da, Selçuk Mahallesi’nde çökerek 2 kişinin ölmesine, 3 kişinin de yaralanmasına neden olan binanın enkazından çıkarılan görüntüler, binanın çökmeden önce zemin katta bulunan balık restoranının duvarlarındaki fayansların düşmeye başladığını ortaya koyuyor.
DHA’nın haberine göre, o anlar balık restoranı çalışanları tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedilmiş. Restoranda çalışan ve üst kattaki dairelerde oturanların tahliye edilmesini sağlayan Abrurrahman Keji (17), “Üstümüzü değişirken fayanslar dökülmeye başladı. Ondan sonra yukarı çıktık ve dışarı çıktık. Yan tarafta camlar patlıyordu. Sonra yukarı apartmana çıktılar ve bina yıkılacak diye dairelerde oturanlara haber ettiler. Arkalarından ben de çıkıp haber verdim.” dedi.
Enkaz Kaldırıldı, 4 Kişi Gözaltında
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya başkanlığında oluşturulan kriz merkezi, binada başka kimsenin olmadığı belirlenerek arama-kurtarma çalışmalarının sonlandırılmasına karar verilmesinin ardından enkaz kontrollü olarak iş makineleriyle kaldırıldı. Binadan geriye boş arsa kaldı.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında 2’si iş yeri sahibi, 2’si mülk sahibi olmak üzere 4 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında uzman bilirkişi heyeti tarafından yıkılan binanın enkazında yıkım nedeninin tespitine yönelik detaylı inceleme yapıldı, örnekler alındı. Alınan örnekler üzerinde laboratuvarda yapılacak inceleme sonucunda bilirkişi heyeti tarafından rapor düzenlenip soruşturma dosyasına sunulacak. Şüphelilerin gözaltı süreleri ise ilgili delillerin toplanması amacıyla uzatıldı.
Balık Restoranında Çalışan: “Bir Gün Önce Bina Yıkılabilir Diye Söylediler””
Binada oturanların tahliye edilmesini sağlayan balık restoranı çalışanı Abrurrahman Keji, kıyafetlerini değiştirirken duvardaki fayansların düşmeye başladığını söyledi. Keji, “Yaklaşık 6 aydır balıkçıda çalışıyordum. Ama sık sık gitmiyordum. Ara sıra gelip yardım ediyordum. Aşağı inerken sesler çok olmaya başladı. Üstümüzü değişirken fayanslar dökülmeye başladı. Ondan sonra dışarı çıktık. Yan tarafta camlar patlıyordu. Sonra yukarı apartmana çıktılar. Bina yıkılacak diye dairelerde oturanlara haber ettiler. Arkalarından ben de çıkıp haber verdim. Binanın arkasında güvercin kafesi vardı. Onun kapısını da kapattım. Orayı kapattıktan sonra şuradaki motorcu ağabeyimiz vardı. Onun motorlarını çektik. Bu yaptığımız şeyler yarım saat içerisinde oldu. Sakin sakin panik yaptırmadan binayı boşalttırmaya çalıştık. Binada iki üç kişi kalmıştı. İki üç kişi de çocuklar üşümesin diye eşya almaya gittiler. O zaman da bina yıkıldı. Bir gün önce de bina yıkılabilir diye söylediler. Ama kimse ciddiye almadı. Akşam da bina çöktü. Dairelerin tamamı doluydu. Bizim uyarımızdan sonra dairelerde oturanlar binayı boşalttı. Hepsi o anda boşalttı. Birkaç gün önceden boşaltan olmadı. Evlerin hepsi doluydu, oturanlar vardı” diye konuştu.
“Bina, Yığma Bina”
Binanın zemin katından bulunan iş yerlerinden birinde olukçuluk yapan ve aynı zamanda mülk sahibi olan Kemal Demircioğlu, “Bina, tek apartman ama 2 girişi vardı. A girişi bizim dükkanların arasından, B girişi de yan taraftı. İki bloktu ama sırt sırta ikiz binaydı. Kolon kesme falanda olmadı. Çünkü bu binada kolon yok. Yığma bir binaydı. Zemin katta ortadaki duvarları kaldırma olayı olmadı. Yeni açılan iş yerinde dükkan genişletmesi diye bir şey yok. Adamlar ön tarafına sundurma yaptılar, camekandan. O camekanın arasından geçiş yapıyorlardı. Dükkanın arasından bir duvar kaldırma, kapı açma falan bir şey yok. Olay günü ben buradan akşam namazını kıldım, çıktım. Eve gittiğimde bana arkadaşın birisi telefon açıp haber verdi” dedi.
“Binanın Yıkılacağına Dair Emare Yoktu”
Binanın yıkılacağını dair önceden bir emare bulunmadığını belirten Demircioğlu, şunları söyledi:
“Ancak o gün yan taraftaki arkadaşın kapısı bozulmuş. Benim de elimden geldiği için bana kapının ayarını yaptırdı. O gün akşama kadar burada durduk. Ama dediğine göre ‘Ben kapıyı kapatmadan gittim’ dedi. Eski yığma bina olduğu için ufak tefek sıvalarında ufak tefek şeyler vardı. Bir iki yıl önce bir aşağı tarafta bir su olmuş ama ben görmedim onu. Öyle bir şey de olsa zaten benim dükkanımın içerisine girer. Benim hem bodrumum vardı. Hem yukarısı vardı. Benim bodrumun içerisinde malzemeler vardı. Ben içeriyi sulayıp süpürmeye korkarım. Niye? Benim eşyalarımın hepsi demir, metal. Suyu gördüğü zaman paslanan bir şey. Birisi herhalde bir vana mı kırılmış veya tamir ediyormuş. O şekilde bir su kaçırdığını söylediler. Ben görmedim. Yıkılmaya dair emare hiçbir bugüne kadar yok. 20-25 yıldır da bu binadayım.”
“Bina Yıkılmadan Hemen Önce Tahliye Edilmiş”
Üst katlardaki dairelerde oturanların balıkçıda çalışan kişilerin haber vermesiyle apartmanı tahliye ettiklerini belirten Değirmencioğlu, “Daireler tamamı doluydu. O gün balıkçıda bir arkadaş tahliye ettirmiş. Olaydan önce boşaltıldı. Ben 3-4 yıl önce bir müteahhit getirdim. Yıkılıp kat karşılığı yapılabilir mi diye? Burası 4 kata imarlı olduğu için müteahhit dedi ki, ‘Burası 4 kata imarlı olduğu için bizi kurtarmaz. Ama arka taraftaki değirmen yıkıldığı zaman herhangi bir şey olursa o zaman girilir, kurtarır’ dedi. O şekilde kaldı. Bizim arsamız küçük olduğu için müteahhit yapmak istemedi. Belediyeden veya başka bir yerden gelen de olmadı. Binada daha önce çatlak yoktu. Çatlak olsa çoğu kiracı zaten, boşaltır giderdi. Öyle bir çatlak veya yıkılma riski olduğunu hissetsem benim burada 1 milyonluk malzeme vardı. Riske girmez boşaltır, kiralık bir yere giderdim. Şimdi benim malzemelerim moloz olarak atıldı. Ben şimdi işsiz kaldım, mağdur oldum.”