Gayrimenkul yatırımı yaparken en çok kazandıran şehirler, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bunlar arasında ekonomik büyüme, iş imkanları, nüfus artışı, altyapı yatırımları gibi faktörler yer alır. Ancak, Türkiye genelinde genellikle büyük şehirler ve büyükşehirlere yakın olan bölgeler, konut yatırımlarında daha yüksek getiri potansiyeline sahip olabilirler.
Mart verilerine göre ülke genelindeki konut fiyatlarındaki yıllık artış oranlarının, tüketici enflasyonu rakamının altında kalması, reel anlamda alıcıların kayba uğramasına sebep olabiliyor. Ancak bazı şehirler, TÜFE’ye rağmen yatırımcılarına kazandırabiliyor.
Örneğin, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük metropoller genellikle gayrimenkul yatırımcılarının ilk tercihlerindendir. Bu şehirler, yoğun nüfusları, hızla gelişen altyapıları ve çeşitli iş imkanlarıyla yatırımcılara cazip fırsatlar sunabilirler.
Bursa ise son yıllarda gayrimenkul yatırımı açısından oldukça popüler hale gelmiştir. Türkiye’nin dördüncü büyük şehri olan Bursa, sanayi ve ticaretin gelişmiş olduğu bir merkezdir. Aynı zamanda tarihi ve kültürel değerleriyle de dikkat çeker. Bursa’nın, İstanbul’a olan yakınlığı da yatırımcıların ilgisini çeken bir faktördür.
Bursa’da konut fiyatları, genel olarak ülke ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Ancak, yatırım yapmadan önce dikkatlice araştırma yapmak ve bölgenin gelecekteki potansiyelini değerlendirmek önemlidir. Ayrıca, konut yatırımı yaparken sadece fiyat artışı değil, aynı zamanda kira getirisi de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bursa gibi büyük şehirler genellikle gayrimenkul yatırımcıları için cazip fırsatlar sunabilir, ancak her yatırımın riskleri ve getirileri bulunmaktadır.
Türkiye’de son dönemdeki hızlı enflasyon artışı, vatandaşları birikimlerini koruma konusunda tedirgin ediyor ve bu durum gayrimenkul yatırımlarına olan ilgiyi arttırıyor. Mart ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, ülkedeki yıllık enflasyon oranı %68,50 olarak kaydedildi. Bu yüksek enflasyon oranı, tüketicilerin alım gücünü azaltırken, birikimlerini koruma arayışına yönlendiriyor.
Konut satışlarında Mart ayında önemli bir artış gözlendi. Toplamda 105,394 konutun satıldığı bu dönemde, kredili satışlarda düşüş yaşandı. Yüksek faiz oranları nedeniyle kredili satışlar sınırlı kaldı ve sadece 12,880 konut kredi kullanılarak alındı. Bu durum, peşin satışların ön plana çıktığını gösteriyor. Özellikle altın ve dövizini bozduranların konut alımı yaptığı gözlemlendi.
Endeksa’nın verilerine göre, son bir yıllık süreçte Türkiye genelinde konut fiyatları ortalama olarak %57 oranında arttı. Ortalama metrekare satış fiyatı 25,111 TL olarak hesaplandı. Fiyatlar her şehirde farklı oranlarda artarken, bazı şehirlerdeki değer artışı Türkiye genelindeki enflasyonun üzerine çıktı.
Yıllık TÜFE rakamının üzerinde değer artışı yaşanan başlıca şehirler arasında Hatay, Ordu, Muğla, Eskişehir, Elazığ, Ankara, Sakarya ve Aydın bulunuyor. Ancak, bazı şehirlerdeki değer artışı ise yıllık TÜFE rakamının altında kaldı. Bu şehirler arasında Kocaeli, Yalova, Samsun, Şanlıurfa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Çanakkale, Mersin, Bursa, Diyarbakır, Antalya ve Adana yer alıyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’deki gayrimenkul piyasasının enflasyon ve ekonomik dalgalanmalara duyarlı olduğunu gösteriyor. Yatırımcılar, enflasyon riskini azaltmak ve birikimlerini korumak için gayrimenkul yatırımlarını tercih ediyor. Ancak, faiz oranlarındaki dalgalanmalar ve ekonomik belirsizlikler, kredili satışlarda düşüşe neden oluyor ve piyasada belirli bir dengesizlik yaratıyor.