Geleceğin dünyası, akıllı ekonomiler ve sanayiye dayalı ekonomiler olarak ikiye ayrılacak. Kendi zekalarına sahip ürünler üreteceğiz ve yapay zeka hayatımıza aktif olarak girecek.
Akıllı ekonomilerde kağıt sözleşmeler, akıllı sözleşmelere dönüşecek. Merkez Bankaları da akıllı paralara yönelecek. Ancak bu sistemler dolar veya soğuk bankacılık sistemleriyle çalışmayacaklar.
Çin’in 2030’larda ABD’yi geçmesi bekleniyor. ABD’nin ulusal borcu, GSYİH’nın %200’üne ulaşabilirken, Çin ekonomik büyümesini sürdürecek ve yatırımlar yapacak. 2050’de Çin, akıllı ekonomilerden biri, hatta tek akıllı ekonomi olacak.
Bankacılık, 50 yıl içinde teknoloji şirketleri tarafından yönetilecek. Yapay zeka odaklı, algoritmalardan oluşan bankalar göreceğiz.
Teknoloji ve inovasyon, ekonomik büyümenin anahtarlarıdır. Ancak, engellerle dolu ekonomilerde büyüme gerçekleşmez. Kapsayıcı bir inovasyon ekosistemi, büyümeyi teşvik eder.
Ekonomik büyüme, verimlilikle, verimlilik ise teknoloji ve bilim ile bağlantılıdır. Türkiye’nin büyüme oranı, başarılı ülkelerin ortalamalarının altındadır.
Dijitalleşme çağı, bilişim kapasitesinde inanılmaz fırsatlar doğuruyor. Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarların çözemeyeceği sorunları çözebilir.
Teknolojinin merkezinde her zaman insan olmalıdır. Teknoloji, insanların yetkinliklerini geliştirmek için kullanılmalı, değerler ve doğru eğitim önemsenmelidir.