Şimşek, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları sırasında yaptığı konuşmada, hükümetin kamu harcamalarını kontrol altına alarak kesintilere gitme niyetinde olduğunu açıkladı. Geçen yıl yapılan düzenlemelerin vergi politikalarına odaklandığını belirten Şimşek, bu yıl ise harcamaların incelenmeye başlandığını vurguladı. Hükümet, harcama kontrolüne yönelik bir sürecin başladığını ve olası harcama kesintilerinin neler olabileceğini değerlendirdiğini ifade etti.
Bakan Şimşek, harcamaların gözden geçirilmesinin yanı sıra harcamalarda verimliliği artırmaya odaklandıklarını da belirtti. Bu çerçevede, harcamalarda önceliklendirme yapılacağını ve verimli alanların belirlenip destekleneceğini vurguladı. Bu hamlelerin, kamu maliyesinin sağlığı ve sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu dile getirdi.
Hükümetin, harcama politikalarında yapısal reformlara gitme niyetinde olduğu ve bu reformların ekonomik istikrarı ve büyümeyi desteklemeyi amaçladığı da konuşmada vurgulandı. Bununla birlikte, harcama kesintilerinin nasıl ve hangi alanlarda gerçekleşeceği konusunda net bir bilgi verilmedi. Ancak, kamu kaynaklarının daha verimli kullanılması ve kamu maliyesinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Bakan Şimşek’in bu açıklamaları, Türkiye’nin mali politikalarında önemli bir değişikliğe işaret ediyor ve yakın gelecekte kamu harcamalarında kısıntıların olabileceğine dair bir sinyal veriyor. Bu durum, ülkenin ekonomik durumu ve mali dengeleri göz önünde bulundurularak dikkatle izlenecek bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın Bahar Toplantıları kapsamında gerçekleştirilen “Türkiye: Değişken Küresel Ekonomide İleriye Doğru Gitmek” başlıklı etkinlikte önemli açıklamalarda bulundu.
Şimşek, Türkiye’nin karşılaştığı en büyük iç zorluklardan birinin yüksek enflasyon olduğunu vurgulayarak, fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için ellerindeki en büyük önceliklerin bunlar olduğunu belirtti. Ayrıca, mali disiplinin sağlanmasının da önemli bir hedef olduğunu ve enflasyonun düşürülmesi için kamu maliyesi desteğinin önemine dikkat çekti.
Bakan Şimşek, Türkiye’nin rekabetçiliğini artırmak, üretkenliği yükseltmek, yatırım ortamını iyileştirmek, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve yeşil ve dijital dönüşüm gibi alanlarda kapsamlı yapısal reform programlarına odaklandıklarını belirtti.
Küresel borçlanmanın önemli bir sorun olduğuna da değinen Şimşek, Türkiye’nin bu konuda daha iyi bir konumda olduğunu ancak yine de içeride en büyük zorluğun fiyat istikrarı olduğunu kaydetti.
Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim zaferinin ardından ekonomi politikasında rotanın düzeltilmesi gerektiğine işaret ederek, yeni ekonomi ekibiyle birlikte 3 yıllık kapsamlı bir programı hayata geçirdiklerini ifade etti. Bu programın temel dayanaklarından birinin para politikasının normalleşmesi olduğunu ve bu sürecin devam ettiğini belirtti.
Ayrıca, kamu maliyesi disiplininin yeniden sağlanması ve yapısal reformların da programın önemli bileşenleri olduğunu vurguladı. Yatırımcı güveninin yeniden kazanılmasının sağlam politikalar ve yapısal reformların birleşimiyle mümkün olacağını dile getiren Şimşek, uluslararası yatırımcıların güveninin arttığını ve bunun kredi risk priminde önemli bir düşüşe yol açtığını belirtti.
Enflasyon hedefleri konusunda da açıklamalarda bulunan Şimşek, Orta Vadeli Program’da belirlenen hedeflere ulaşılabilir olduğunu ifade ederek, para politikasının sıkı bir şekilde desteklendiğini ve mali disiplinin uluslararası standartlara uygun olduğunu söyledi.
Şimşek, harcamalarda verimliliğin artırılmasının önemine de değinerek, isteğe bağlı olmayan harcamalarda kontrol sağlanacağını ve mümkün olduğu ölçüde harcamaların kesileceğini belirtti.
Son olarak, iklim değişikliğiyle mücadele ve yeşil dönüşümün önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin enerji alanında ithalata bağımlı olduğunu ve bu bağımlılığın azaltılması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, bölgesel ve küresel jeopolitik risklerin ekonomi üzerindeki etkilerine de dikkat çekti ve kurallara dayalı uluslararası bir düzene dönülmesi gerektiğini vurguladı.