Avrupa’nın Askerî Tedirginliği
Amerika Birleşik Devletleri’nin başında Donald Trump’ın seçilmesiyle Avrupa’da askerî endişeler arttı. Trump’ın Ukrayna’ya sağladığı askerî desteği azaltabileceği ya da keseceği yönündeki açıklamaları, Avrupalı ülkelerin stratejilerini yeniden düşünmelerine neden olabilir.
NATO’nun en büyük gücü olan ABD, savunmaya yılda 850 milyar dolar harcıyor. Bu, en yakın rakibi İngiltere’nin savunma harcamalarının 65 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde oldukça yüksek bir rakam. Avrupa ile ABD arasında askerî açıdan büyük bir fark bulunuyor.
Avrupa ülkelerinin güvenliği, NATO’ya ve dolayısıyla ABD’ye bağımlı. Ancak ABD’nin desteğini azaltması durumunda neler olabileceği merak ediliyor.
Financial Times gazetesinde yayınlanan bir makalede, Rusya ve Çin arasındaki artan askerî ve ekonomik iş birliğine dikkat çekildi. Bu iki ülkenin Avrupa için tehdit oluşturabileceği vurgulandı. Özellikle Arktik Bölgesi’nde artması beklenen Rusya-Çin ittifakının Avrupa için ciddi bir tehdit olabileceği belirtildi.
ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanı Christopher Cavoli, Rusya’nın Ukrayna savaşından daha güçlü çıkabileceğini söyledi. Ayrıca Rusya’nın Avrupa’yı doğrudan düşman olarak göreceği ve ilişkilerin düzelmesinin zorlaşacağı belirtildi.
Bu durumun farkında olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2018 yılında “Avrupa Birliği Ordusu” kurulması gerektiğini söylemişti. Macron’a göre Avrupa’nın kendini savunacak güce sahip olması gerekiyor. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da “Kendimiz için daha fazlasını yapmalıyız” diyerek Avrupa savunmasına verdiği önemi dile getirdi.
Ancak Donald Trump aynı dönemde Avrupalı ülkelere “Ya paranızı ödeyin ya da kendinizi koruyun” demişti.
Avrupa’nın kendini savunabilmesi için dağınık askerî endüstrisini birleştirmesi gerektiği yorumları yapılıyor. Savunma endüstrisinde yöneticilik yapan İtalyan Pierroberto Folgiero, Avrupa savunma endüstrisinin birleşmesinin güçlü bir siyasi iradeyle mümkün olacağını vurguladı.