Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındaki kişilerin tanımı genellikle gelir seviyesi, işsizlik, eğitim düzeyi, sağlık hizmetlerine erişim gibi çeşitli faktörlere dayanır. Bu durum, Almanya’nın genel ekonomik istikrarına rağmen, belirli sosyal grupların, özellikle de düşük gelirli ailelerin ve göçmen kökenli bireylerin yaşadığı zorlukları yansıtabilir.
Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski, birçok farklı faktörün etkileşimiyle karmaşık bir sorundur. İşsizlik, düşük gelir, sağlık sorunları, eğitim eksikliği ve konut sorunları gibi faktörler birbirini besleyebilir ve bireyleri bu risk altına sokabilir. Özellikle pandemi gibi olağanüstü durumlar, bu zorlukları daha da derinleştirebilir.
Alman hükümetinin, yoksullukla mücadele ve sosyal dışlanmayı azaltma konusundaki politikaları gözden geçirme zamanı gelmiş gibi görünüyor. Gelir eşitsizliğini azaltmak, işsizlikle mücadele etmek, eğitim ve sağlık hizmetlerine daha fazla erişimi sağlamak gibi önlemler, bu sorunlarla mücadelede önemli adımlar olabilir. Aynı zamanda, sosyal yardım programlarının etkinliğini artırmak ve toplumsal katılımı teşvik etmek de bu süreçte hayati öneme sahip olacaktır.
Almanya’nın bu sorunlarla mücadelede başarılı olması, sadece ülke içindeki refahı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal uyumu ve istikrarı da sağlayacaktır. Bu, sadece Almanya için değil, Avrupa ve dünya genelinde de önemli bir örnek teşkil edebilir.
Almanya’da 2023 yılında 17,7 milyon kişinin yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya olduğu açıklandı. Bu veri, Federal İstatistik Dairesi’nin Avrupa Birliği gelir ve yaşam koşulları araştırmasının sonuçlarına dayanıyor.
Araştırma, Almanya’daki nüfusun %21,2’sine tekabül eden 17,7 milyon kişinin bu risk altında olduğunu gösterdi. Bu, bir önceki yıla göre önemli bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, 2023’te nüfusun %14,3’ü yani neredeyse 12 milyon kişi yoksulluk riskiyle karşı karşıya kaldı. Bu da ülkedeki her 7 kişiden birinin yoksulluk tehlikesiyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor. 2022’de bu oran %14,8’di.
Önemli maddi ve sosyal yoksunluğun %6,9’luk bir kısmını oluşturduğu belirtildi. Bu da 5,7 milyon insanı etkiliyor. 2022’de bu rakam %6,2 idi. Araştırma, yoksulluktan etkilenenlerin kira ödemelerini yapamadıklarını, tatil yapamadıklarını veya dışarıda yemek yiyemediklerini ortaya koydu.
Ayrıca, 65 yaş altı nüfusun %9,8’inin, iş gücüne katılımın çok düşük olduğu bir evde yaşadığı tespit edildi. Bu da 6,2 milyon kişiyi etkiliyor. Bu oranın 2022’de de %9,8 olduğu belirtildi.
Araştırma sonuçlarına göre, ortalama gelirin %60’ından azına sahip olan herkes yoksulluk riski altında sayılıyor. 2023’te bu rakam yalnız yaşayanlar için ayda net 1310 avro, iki küçük çocuğu olan iki yetişkin için ise ayda 2751 avro olarak hesaplandı.
Bu veriler, Almanya’nın yoksullukla mücadelede karşı karşıya olduğu gerçeğini vurguluyor ve sosyal politikaların iyileştirilmesi için önemli bir çağrı niteliği taşıyor.