Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk, Avrupa siyasetinde tartışmalı bir figür haline geldi.
Musk, Eylül ayında Avrupa Birliği’ni “insanların iletişim kurmasını engellemek” istemekle suçladı. Ayrıca AB’nin önde gelen figürlerinden Thierry Breton’u “deli gibi yalan söylemekle” itham etti.
Musk, Almanya’nın aşırı sağcı AfD partisine destek verdiğini duyurdu ve AfD lideri Alice Weidel’i Almanya’nın “kurtuluşu” olarak nitelendirdi. Musk, Weidel ile yaptığı bir röportajda nükleer enerji, vergilendirme ve eğitim gibi konulardaki görüşlerini paylaştı.
Musk, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ı ve İşçi Partisi’ni eleştirdi. Musk, Twitter’da bir ankette, ABD’nin İngilizleri “zulmedici hükümetten” kurtarıp kurtarmaması gerektiğini sordu. Ayrıca “İngiltere’nin özgürleştirilmesi gerektiğini” öne sürdü.
Musk, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u da Almanya merkez soluna yönelik eleştirilerde bulundu. Musk, Scholz’un “sakin kalması” gerektiğini ve açıklamaları karşısında “ifade özgürlüğümüz var” derken, “doğru olmayan veya iyi siyasi tavsiyeler içermeyen şeyler” söylenmesine izin verildiğini vurguladı.
Musk’ın açıklamaları Avrupalı liderlerden sert tepkilerle karşılandı. Breton, liderleri “yanlış bilgi ve nefretin” yayılmasına karşı seslerini yükseltmeye çağırdı. Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Musk’a “demokrasimizden elinizi çekin” diyerek tepki gösterdi.
Avrupalı siyasetçiler, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ve uzmanlar, Musk’ın aşırı sağı öven Twitter paylaşımlarına karşı AB’nin harekete geçmesi için çağrıda bulundu.