Hayal edin, MS 1. yüzyıldayız ve bahçedeyken elinize, doğum günü kızının bizzat yazdığı bir davetiye ulaşıyor. Arkeologlar da Roma kalesi Vindolanda’da ahşap bir tablet bulduklarında böyle bir sürprizle karşılaştılar.
Bu eşsiz Roma mektubu, sadece arkeolojik bir buluntu değil, aynı zamanda antik Roma toplumunun sosyal yaşamına dair önemli ipuçları sunuyor.
Mektubun içeriği, o dönemdeki kadınların okuryazar olduğunu ve güçlü dostluk ilişkileri kurabildiklerini gösteriyor. Ayrıca 2000 yıl önceki duygusal bağların günümüze ne kadar yakın olduğunu da ortaya koyuyor.
Claudia Severus adlı bir kadın, kız kardeşi Sulpicia Lepidina’ya yazdığı bu mektupta şöyle diyor:
“Sevgili Lepidina,
11 Eylül’de, doğum günümün kutlaması için seni bize gelmeye davet ediyorum. Varlığınla bu günü benim için daha da keyifli kılacaksın. Kocan Flavius Cerialis’e selamlarımı ilet. Benim kocam Aelius Brocchus ve küçük oğlum da ona selamlarını gönderiyor.”
Bu mektup, birkaç açıdan çok özel. İlk olarak, bir kadın tarafından yazılan Latince yazının bilinen en eski örneği. İkinci olarak, medeniyetten uzak, imparatorluğun sınırlarında yaşayan Romalı kadınların yaşamına dair benzersiz bir bakış açısı sunuyor. Bu keşif, antik Roma’da kadınların toplumdaki yerini ve sosyal ilişkilerini anlamamıza yardımcı olan önemli bir buluş.
Claudia Severa, sadece kardeşini bir partiye davet etmekle kalmıyor, aynı zamanda sıcak duygularını ve birlikte vakit geçirme isteğini de açıkça ifade ediyor.
Mektup, Roma toplumundaki kadınların okuryazar olduğunu ve yazılı iletişim kurabildiklerini de gözler önüne seriyor.
