Antalya’nın tarihi merkezi Kaleiçi’ndeki Kırk Merdiven’in nişleri, alkolikler ve evsizlerin meskeni haline geldi.
Yat Limanı ile Kaleiçi arasında önemli bir geçiş güzergahı olan 44 basamaklı Kırk Merdiven’in altında bulunan 2 niş, uzun süredir evsizler ve alkolikler tarafından kullanılıyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bölgede yaşanan bu durum, ziyaretçileri korkutuyor.
Bölge esnafı, bu kişilerin sürekli alkol aldıklarını, bölgeyi kirlettiklerini ve ziyaretçileri rahatsız ettiklerini dile getirdi. Ayrıca, içilen alkollerin şişelerinin kırılması nedeniyle Kırk Merdiven bölgesinde kötü bir koku sorunu oluştuğu belirtildi.
4 Aralık’ta Muratpaşa Kaymakamlığı’na iletilen bir şikayet üzerine bölgeye gelen ekipler, alkol alan 5 kişiye işlem yaptı. Aynı gün öğle saatlerinde gelen ekipler, nişlerin içine çadır ve yatak kuran 5 kişi hakkında çevreye verdikleri rahatsızlıktan dolayı idari yaptırım tutanağı düzenledi. Ayrıca bu kişilerin bulunduğu yerden men edildiği kaydedildi. Zabıta ekipleri de bırakılan çöpleri temizledi.
Ancak bölge esnafı, şikayetler ve müdahaleler sonrasında bile bu kişilerin 1-2 saat sonra yeniden aynı yere döndüklerini belirtti. Diğer yandan Kırk Merdiven’in bazı taşlarının zarar gördüğü görüldü. Tarihi merdivenlerin duvarları ve nişlerin içine de ciddi ölçüde zarar verildiği belirlendi. Polis ve zabıta ekipleri tarafından uzaklaştırılan kişilerden bazıları, birkaç saat sonra aynı yere dönüp yeniden yerleşti. Esnaf, bu alanların demir parmaklıkla kapatılması gerektiğini önerdi.
Kırk Merdiven’in adlandırması, 1671-72 yıllarında kenti ziyaret eden Evliya Çelebi’ye uzanıyor. 11. yüzyılda Antalya’yı işgal eden Venedikliler tarafından yapıldığı düşünülen 44 taş basamak, günümüzde de Yat Limanı ile Kaleiçi arasında iletişimi sağlayan önemli güzergahlardan biri. En üst noktasında Kaleiçi’ne giriş sağlayan ve Geç Osmanlı Dönemi’ne kadar varlığı bilinen anıtsal kapıdan bugün eser kalmadı.
Büyük Liman Kapısı olarak tanımlayan Evliya Çelebi, kapının üstünde bir “frenkpesend bir derviş” tasviri olduğunu aktarıyor. Bu tasvirin, günümüzde Antalya Müzesi’nde korunan kanatlı melek figürünün resmedildiği Erken Bizans Dönemi kabartma olduğu değerlendiriliyor.
