İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, organize suç örgütü elebaşısı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı: Maaşını nereden alıyordun?
Ceren Hatice Kırım: Medilife Beylikdüzü Hastanesi’nden alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Başka bir yerden maaş alıyor muydun?
Ceren Hatice Kırım: Medisense’den de alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın şirketi…
Ceren Hatice Kırım: Kaynağını sorgulamadım, mesai ücreti olarak alıyordum.
Mahkeme Başkanı: Neden hastane değil de Medisense ödüyor?
Ceren Hatice Kırım: Medisense, ayrıyeten kıdem ücreti olarak veriyordu. Çok tecrübeli olduğum için.
İlker Gönen’e hasta danışıyorduk ama bir imza atmışlar mı bilemem. Hasan Basri, ’10 tane Corrosorf alıcam da kaç tane var sende’ konuşmasında hastada kullanacağım ilacı vermeyeceğimi, hastaneden ilaç çıkarmayacağımı, İlker Gönen ve Fırat Sarı ile görüşüyorum ilaç temin etmiyorum. Bir örgüt sözkonusu değildir. İfade verirken, bunlardan faydalanmak istemediğimi ama her şeyi söyleyeceğimi ifade ettim. Epikriz yazmak benim görev tanımımda yoktur, bilmem.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’ya neden hat veriyorsun?
Cumhuriyet Savcısı: ‘Fırat Sarı’ya neden hat veriyorsun, ifadelerine göre Fırat Sarı’yla irtibatın yok, ama hat veriyorsun. Verme sebebin nedir?’ sorusuna cevap veren sanık, “Çocukların yoğun bakımlarda yakından takip edilmesi gerekiyordu. Bu çocukların yakından takip edilmesi için. Kendisi bu şekilde istedi. Ben de sorgulamadım.
Çocuk nörolojisi önemli bir alan bu yüzden mantıklı geldi bu şekilde iletişim yöntemi. Sorumlu hemşire tarafından uyarılma sebebim dosyaları eksik olduğundan ben hastalara bire bir ilgilenmeyi seviyorum o yüzden sorumlu hemşireliği bıraktım” dedi.
Tutuklu sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş, sanık sandalyesine geldi.
Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Sanık: Savunma yapacağım.
Ayşe Gizem Büyükköleş’in Savunması: “Birinci Hastanesi’nin yoğun bakımında hemşire olarak çalıştım. Hastaneden maaş alıyordum. Opara bebekle ilgili konuşmalarda, bebeğin büyük olduğu söyleniyordu. Ben günlük ne kadar ücret alındığını bilmiyorum. Bana sadece işime bakmam gerektiği söylendi. Doğukan, bebeği teslim aldı.
Hastanın genel durumu gayet iyi olduğu ifade edildi; sadece entübe durumdaydı. Gece boyunca stabil bir durumdaydı. Sabah saat 6 civarında başka bir hemşire arkadaşım geldi ve bebeğin bakımını birlikte yaptık. Herhangi bir sıkıntısı yoktu. Daha sonra Tuğçe Toptemel’in bebeğin monitörünün ötmeye başladığını fark ettiğini gördüm. Sorumlu hemşire, Doğukan’ı aradı.
Benim için bu ilk iş deneyimimimdi. Doğukan’ın, doktora haber vereceğini düşündüm. Ancak bebek kötüleşti. Bir bilgilendirme yaptık. Benim görevim sadece bebeğin bakımını yapmaktı. Henüz 5 aylık bir hemşireyim. Ne benim ne de Tuğçe’nin ihmali yoktur.
Fırat Sarı’nın telefon numarası bende yok. Doktor Şehmuz ise gece görevde değildi. Şehmuz Bey’in geldiğini, daha sonra bir arkadaşım söyledi. Ayrıca, ailenin 20 bin lirasını geri vermeleri gerektiğini ifade etmiş.”
Mahkeme Başkanı: Doktor geliyor muydu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Kimseyi görmedim.
Mahkeme Başkanı: Gece sorun olunca ne yapıyordunuz?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Tuğçe ilgileniyordu.
Mahkeme Başkanı: Opara bebek ilk geldiğinde kim aldı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum ama Doğukan aldı diye duydum.
Mahkeme Başkanı: Peki, Fırat Sarı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Haberi var diye duydum.
Mahkeme Başkanı: Şehmus Çelik?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Yoktu, zaten hiç görmezdik. Bazen gündüz geliyordu ama akşam hiç görmedim.
Mahkeme Başkanı: O saatlerde doktor onayı gerekiyor, değil mi?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Şehmus Çelik’in kaşesi kullanılıyordu.
Mahkeme Başkanı: Buna şahit oldun mu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Hayır, olmadım.
Mahkeme Başkanı: Herkes “bilmiyorum” diyor. Hemşire bilmiyor, doktor bilmiyor, başhekime sorun deniyor. Ne biçim hastaneler bunlar?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben Birinci Alan’da çalışıyorum. Dediğim gibi, gece çalıştığım için şahit olmuyorum.
Mahkeme Başkanı: Gece nasıl oluyor peki?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Doktor Fırat Sarı aranıyordu.
Mahkeme Başkanı: İşler Fırat Sarı ve Gönen’e mi kalıyordu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben hiç görmedim. Hasta geliyor diye bilgilendirme yapılıyordu.
Mahkeme Başkanı, savcı ve avukatlarla Ayşe Gizem Büyükköleş Arasında Geçen sorgulama:
Mahkeme Başkanı: Opara bebekten ne kadar alınacaktı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Günlük 20 bin lira. Ama hemşire Dilara, Şehmus Çelik’e alınan 20 bin lirayı iade edin demiş.
Mahkeme Başkanı: Bazen hemşirelere para karşılığında epikriz raporu yazdırıldığı oluyor mu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben de duydum. Arkadaşıma böyle bir şey geldi, ama biz eksikleri tamamladık, epikriz raporu yazmadık.
Mahkeme Başkanı: Bebeğin kolları bağlanmıştı, neden?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bebek büyük olduğu için tüpü çekmesin diye yapıldı.
Mahkeme Başkanı: Yoğun bakımda eksiklik mi var?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Çok eksiklik vardı. Monitörlere güvenmiyorduk.
Mahkeme Başkanı: Denetim yapılmıyor mu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bakıma gidecek cihazlar ayrı bir yerde tutuluyordu.
Savcı: Bu işten para aldın mı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Almadım.
Savcı: Hastane sahibi Ali Aksu’nun haberi var mıydı?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Bilmiyorum.
Sanık Avukatı: Epikriz raporlarının eğitimini aldığınız halde nasıl tanımını yapamıyorsunuz?
Aile Bakanlığı Avukatı: Monitörler neden çalışmıyordu?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Monitörlerin bazıları çalışmıyordu. Çok güven veren cihazlar değildi.
Aile Bakanlığı Avukatı: Üstlerinize ilettiniz mi?
Ayşe Gizem Büyükköleş: Ben iletmedim ama iletenler oldu.