Yaklaşık altı yıl aradan sonra Türkiye’de hurda araç teşvikleri yeniden gündeme geldi. Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yapılan teklif ile ilgi yeniden hurda araçlara çevrildi.
Türkiye’de ilk hurda teşviki uygulaması 2003 yılında hayata geçirilmiştir. Bu uygulama, 2004 yılı sonunda son bulmuş ve 2010 yılında tekrar gündeme gelmiştir. 2011 yılı sonuna kadar devam eden ikinci teşvik kapsamında, belirlenen ağırlıktaki araçlar için nakdi destek sağlanmıştır.
2012 yılında ise iki ayrı hurda teşviki kararı uygulanmıştır. Bunlardan biri, 2011 yılındaki nakdi destek uygulamasının 2013 yılı sonuna kadar uzatılması iken, diğeri ise belirli model yılına ait araçların hurdaya ayrılması halinde vergisel yüklerin terkin edilmesiydi.
2014 yılında vergisel yüklerin terkin edilmesi şeklinde uygulanan teşvik, hurdaya ayrılan araç sayısında düşüşe neden olmuştur. 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yürürlükte kalan son hurda teşviki ise, belirli yaşın üzerindeki araçların hurdaya ayrılması ve vergisel yükümlülüklerin terkin edilmesi şeklinde uygulanmıştır.
TBMM’ye sunulan son iki teklif ile hurda teşvikleri yeniden gündemde. Bu tekliflerden biri, belirtilen yaşın üzerindeki araçların geri dönüşüme verilmesi halinde yeni araçların ÖTV’siz satın alınmasını, diğeri ise ticari araç alacak olan şoför esnafının yine belirtilen yaşın üzerindeki araçlarını hurdaya vermeleri halinde yeni araçların ÖTV ve KDV’siz satın alınmasını öngörmektedir.
Geçmişte uygulanan hurda teşviklerinin olumlu ve olumsuz etkileri olmuştur. Bazı teşvikler, hurdaya ayrılan araç sayısında artış sağlayarak piyasanın daralmasını önlerken, bazıları da istenen hedefe ulaşamamıştır.
Yapılan teklifler yasalaşırsa Türkiye’de üretilen yerli otomobillerin ÖTV’siz satın alınması mümkün olacaktır. Ancak, ikinci el piyasasında dengeyi korumak ve fırsatçılığı önlemek için ÖTV’siz alınan araçların ikinci el satışına süre sınırı getirilmesi veya ikinci el satışında ÖTV’nin ödenmesi gibi önlemler alınabilir.