Genç Zosia, 18-20 yaşlarında trajik bir şekilde hayatını kaybetti. Ancak ölümüyle birlikte sıradan biri olmaktan çıkmış, bir efsaneye dönüşmüştü.
Zosia’nın cenazesi, dönemin tuhaf bir uygulamasına göre gerçekleştirildi. Ayak bilekleri kilitlenip, boynuna demir bir orak yerleştirildi. Bu, o dönemde vampir olduğuna inanılan kişilerin, geri dönememeleri için alınan önlemlerdi. Zosia’nın bu şekilde gömülmesi, komşularının onu “tehdit” olarak gördüklerini gösteriyordu.
Yıllar sonra, araştırmacılar Zosia’nın yüzünü yeniden canlandırmak için adım attılar. Önce kafatasının üç boyutlu baskısı alındı. Uzmanlar, kasları plastik kilden yeniden inşa ederek Zosia’nın gerçekçi bir yüzünü oluşturdular. Yaş, cinsiyet ve etnik köken bilgileri de yüz hatlarını şekillendirmede kullanıldı.
Araştırmacılar, Zosia’nın zengin ve soylu bir aileden geldiğini, sağlık sorunlarından sıkıntılı çektiğini ortaya çıkardılar. Bayılma ve baş ağrıları, onu dönemin insanlarına “tehdit” haline getirmişti.
Araştırmacılar, Zosia’nın yüzünü yeniden canlandırarak, onu “mezara kapatılmış bir canavar” değil, genç bir insan olarak hatırlanmasını amaçladılar. Zosia’nın hikayesi, o dönemin korkularını ve batıl inançlarını anlamak için önemli bir pencere sunuyor.