Sayfa 1
UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’ni korumasıyla garip bir saatte oynanan maça temsilcimiz ilk kez 3-4-1-2 sistemiyle çıktı. Hem ilk denen 3’lü savunma hem de Young Boys faciasından sonra rakip de adını bilmediğimiz bir kuzey takımıydı. Maç öncesi can sıkıcı bir güne işaret eden birçok sebep vardı.
Sayfa 2
Ancak Galatasaray, son yılların Real Madrid’ine benziyor. Ne yaşarsa yaşasın sonunda kazanıyor. İlk yarıyı sürklase eden temsilcimiz, golü bulmadan önceki 10 dakikada rakip girişimleriyle sıkıntılı göründü. Geri kalan 35 dakikada ise şov yaptı. Soyunma odasına 3-0 ile giden Aslanlar daha fazlasını da kaçırdı. Kaçırdıkları pozisyonlar da tehlikeli ataklardan ziyade “Bu nasıl kaçar?” dedirten cinstendi.
Sayfa 3
Galatasaray’da Icardi ve Osimhen’in birlikte oynayıp oynamayacağı sorusu hızlıca yanıtlandı. Ayrıca Galatasaray’ın 3’lü oynayıp oynayamayacağı sorusu da olumlu yanıt buldu.
Sayfa 4
İlk yarıda harikalar yaratan Galatasaray, ikinci yarıda bambaşka bir görüntüdeydi. Hem defansif hem de ofansif anlamda pasif bir oyun sergileyen Sarı-Kırmızılılar, ikinci yarıda maçı bitirmiş gibi davranınca skor bir anda 3-2’ye geldi. Bunun üzerine Kasımpaşa ve RFS maçları akıllarına gelen oyuncular vitesi yükseltti ve büyük kabusu savuşturmayı başardılar.
Galatasaray’ın 3’lü düzende pratiğini geliştirmesiyle ve 2 forvetli maç sayısının artmasıyla sorunların azalacağını düşünüyorum. Ancak Galatasaray’ın, Elfsborg’un yarısı kadar bile iyi oynamayan Anadolu takımlarına karşı çift forvetle veya üçlü savunmayla zorlanmayacağını görmek için alim olmaya gerek yok.
Finale baktığımızda 3 maçta 7 puan Avrupa Ligi’ne iyi bir başlangıç. İç sahada hata yapmamak önemli. Umarım bizi ilk 8’de tutacak bu performans son haftaya kadar devam eder.