2025’den 2035’e Riskli Uzun On Yıllık Yolculuk

2025’den 2035’e Riskli Uzun On Yıllık Yolculuk
Yayınlama: 24.01.2025 15:37
A+
A-

Küresel Riskler Raporu 2025: Geleceğin Belirsizliklerinden Ders Çıkarmak

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından her yıl yayımlanan Küresel Riskler Raporu, dünyanın derinlemesine değiştiğini ve gelecekte de öngörülemez şekillerde değişmeye devam edeceğini gözler önüne seriyor. Bu Rapor, dünya çapında 900’den fazla uzmanın görüşlerini içeren Küresel Risk Algı Anketi’nin bulgularına dayanıyor.

Zaman Dilimi Perspektiflerinden Küresel Risk Analizi

Küresel Riskler Raporu, karar vericilerin güncel krizleri uzun vadeli önceliklerle dengelemelerine yardımcı olmak için küresel riskleri üç zaman dilimi perspektifinden inceliyor:

  • 2025 yılında beklenen riskler
  • Kısa vadede (2025-2027) karşılaşılabilecek acil sorunlar ve zorluklar
  • Daha uzun vadede (2035) ortaya çıkması beklenen ve potansiyel olarak daha büyük etkilere sahip olabilecek riskler

2025’in Küresel Görünümü: Bölünmüşlük ve Belirsizlik

2025’in eşiğindeyken Rapor, küresel görünümün jeopolitik, çevresel, toplumsal, ekonomik ve teknolojik alanlarda giderek daha fazla bölündüğünü ortaya koyuyor. Bu bölünmüşlüğü körükleyen faktörler son bir yılda yaşanan olaylarla daha da belirginleşti:

  • Çatışmaların hem coğrafi olarak genişlemesi hem de şiddetinin artması küresel istikrarı tehdit ediyor.
  • İklim değişikliğinin etkileri daha somut bir şekilde hissediliyor. Aşırı hava olayları, hem sıklığı hem de şiddeti açısından artış göstererek dünya çapında can kayıplarına, ekonomik zararlara ve toplumsal zorluklara yol açıyor.
  • Toplumlar içindeki siyasi ve ideolojik ayrışmalar derinleşiyor. Bu durum, siyasi karar alma süreçlerini de olumsuz etkiliyor, toplumsal uyumu tehdit ediyor ve yanlış bilgi ile dezenformasyonun yayılmasını kolaylaştırıyor.
  • Teknoloji, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan da yanlış bilgi ve dezenformasyonun yayılması için yeni araçlar sunuyor. Sosyal medya platformları ve yapay zeka teknolojileri, özellikle yanlış bilgilerin hızla yayılmasına ve toplumsal kutuplaşmayı körüklemesine katkıda bulunuyor.

2025’in İlk On Küresel Riski

2025’in ilk on küresel riski şu şekilde sıralanıyor:

  1. Devlet temelli silahlı çatışmalar (%23)
  2. Aşırı hava olayları (%14)
  3. Jeoekonomik çatışmalar (%8)
  4. Yanlış bilgi ve dezenformasyon (%7)
  5. Toplumsal kutuplaşma (%6)
  6. Ekonomik durgunluk (%5)
  7. Dünya sistemlerinde kritik değişiklikler (%4)
  8. Ekonomik fırsat eksikliği veya işsizlik (%3)
  9. İnsan hakları ve/veya sivil özgürlüklerin aşınması (%2)
  10. Eşitsizlik (%2)

Küresel Risk Algı Anketi’nin Önemli Bulguları

Küresel Risk Algı Anketi, geçen yıla göre en belirgin artış gösteren risklerin jeopolitik başlık altında incelenen riskler olduğunu ortaya koyuyor:

  • Biyolojik, kimyasal veya nükleer silahlar ya da tehlikeler
  • Jeoekonomik çatışma

2025’ten 2027’ye Dünya: Kısa Vadeli Küresel Riskler

Kısa vadeli küresel risklere ilişkin paydaş gruplarının bakış açıları incelendiğinde, ortak endişeler ve farklı öncelikler dikkat çekiyor:

  • Yanlış bilgi ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma, aşırı hava olayları ve devlet temelli silahlı çatışmalar gibi riskler tüm paydaş grupları için ortak endişe kaynağı.

2035’te Dünya: Gelecekteki Küresel Riskler

Önümüzdeki on yılda küresel riskler görünümünün belirgin şekilde kötüleşeceği öngörülüyor. Çevresel riskler, özellikle aşırı hava olayları ve biyoçeşitlilik kaybı, 2035 yılına kadar en önemli tehditler olarak görülüyor.

  • Yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları en keskin yükselişi gösteren risklerden biri.
  • Yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon riski, kamuoyu algılarını sertleştirme potansiyeline sahip.
  • Siber casusluk ve siber savaş, tehdit faktörü faaliyetlerin artan olasılığı ve daha sofistike teknolojik yıkımlar nedeniyle özellikle endişe verici noktalar.

Riskleri Azaltmak için İş Birliği ve Ortak Eylem Çağrısı

Bu risklere hazırlanmak ve hafifletmek için iş birliğine dayalı çalışmaların yürütülmesi büyük önem taşıyor. Devletler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları, 2035’te beklenen zorluklarla etkin bir şekilde başa çıkmak için birlikte çalışmalıdır.

2035’e giden yolun zorlayıcı olacağını ve dünyanın belirsizliklerle dolu zorlu bir döneme girdiğini unutmamalıyız. Bu zorluklarla başa çıkmak ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için Dünya Ekonomik Forumu’nun, tüm paydaş grupları arasında gerçekleştirilmesi gereken iş birliği ve ortak eylem çağrısına kulak vermek gereklidir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.